ABD ile İran arasında 1979 İran devriminden sonra başlayan gerginlik halen devam ediyor. Gerginliğin dozu zaman zaman artarken zaman zaman ise bir nebze de olsa azalmakta. Bu gerginliğin eninde sonunda bir savaşa varacağı, yaygın bir şekilde iddia edilmekte. Son olarak Wall Street Journal gazetesinin bir haberine göre, ABD geçtiğimiz yıl İran’ı vurmak için plan yaptı. Peki iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihsel seyri nasıl oldu? İki ülke arasındaki gerginlik sonucunda bir savaşın çıkması ne kadar olası bir durum?
İran İslam Devrimi öncesinde ABD ile İran arasında oldukça yakın bir ilişki vardı. Fakat 1979 yılında gerçekleşen İran İslam Devrimi, bu ilişkileri tersine çevirdi ve iki ülke arasında uzunca bir dönem sürecek olan gerginliğin tohumlarını attı. 2015 yılında Obama döneminde kısa süreli bir “Yumuşama Dönemi” yaşanmış; 2016 yılında Donald Trump’ın başkan seçilmesiyle birlikte tekrar gerginlik hakim olmuştu. Şimdi de tüm bu sürece detaylı bir şekilde bakalım…
İLGİLİ MAKALE ♦ 8 Maddede İran devrimi
İran rehine krizi
Tarih: 4 Kasım 1979. İki ülke arasındaki ilişkilerde kırılmanın yaşandığı gün. İran İslam Devrimi’nin ardından devrim yanlısı göstericiler, ABD Büyükelçiliği’ni basarak 52 ABD’li personeli 444 gün boyunca rehin tuttu.
Bu olayın ardından iki ülke arasındaki ilişkiler kesildi. ABD, İran’a yönelik yaptırımları başlattı.
İran-Irak Savaşı
İran Devrimi’nin hemen ertesi yılı, İran ile Irak arasında başlayan savaş sırasında bir ABD savaş gemisi, İran yolcu uçağını vurdu. 290 kişi hayatını kaybetti. ABD tarafından yapılan açıklamada uçağın “yanlışlıkla” vurulduğu belirtildi.
İrangate Olayı
İran ile Irak arasındaki savaşta ABD’nin bir yandan Irak’ın kazanmasını isterken, bir yandan da İran’a silah sattığı ortaya çıktı. ABD, İsrail aracılığıyla İran’a silah satmıştı. Buradan elde edilen gelirle de Nikaragua’da sol Sandinista yönetimine karşı savaşan örgütlerin faaliyetleri finanse edildi. ABD Başkanı Ronald Reagan döneminde yaşanan bu olay, tarihe “İrangate Olayı” olarak geçti.
Yaptırımlar
ABD, nükleer silah üretmeye başladığı ve teröre destek sağladığı gerekçesiyle, 1995 yılında petrol ve ticaret yaptırımlarını uygulamaya koydu. İran ise bu suçlamaları reddetti.
Şer Ekseni
ABD Başkanı George W. Bush, 29 Ocak 2002’deki Ulusa Sesleniş konuşmasında İran, Irak ve Kuzey Kore’yi Şer Ekseni olarak ilan etti.
Bu konuşmadan bir süre sonra İran’ın ilk nükleer reaktörünün inşaatına başlandı.
ABD’nin Irak işgali, İran’ın bölge üzerindeki nüfuzunu artırdı. İşgalin ardından kurulan Şii hükümeti ile İran arasında günümüze değin süren yakın bir ilişki mevcut.
2006 yılında Birlemiş Milletler (BM) tarafından İran’a yönelik yaptırım başlatıldı.
2008 yılında İran uzaya füze fırlattığını ilan etti.
Yumuşama dönemi
Barack Obama’nın ABD Başkanı seçilmesiyle birlikte ikili ilişkilerde yumuşama görüldü. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, seçilmesinden dolayı Obama’yı kutladı.
Daha sonra ilişkilerde bir süre daha gerginlik görüldüyse de Hasan Ruhani’nin cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte yeni bir sayfa açıldı. Ruhani, BM’de yaptığı konuşmada İran’ın nükleer silah üretmeyeceğini duyurdu.
İran ile P5+1 ülkeleri arasında bir anlaşma yapıldı. Anlaşma, İran’ın nükleer faaliyetlerini kısıtlaması karşılığında yaptırımların azaltılmasını öngörüyordu.
Trump dönemi: Yeniden gerginlik
2016 yılında Donald Trump’ın seçilmesiyle birlikte tekrardan en başa dönüldü. Seçim vaatlerinden biri İran’la nükleer anlaşmayı ortadan kaldırmak olan Trump, seçilmesinin ardından nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekildiğini duyurdu. Ardından da İran’a yönelik yeni yaptırımları yürürlüğe koydu.
Kasım Süleymani’nin öldürülmesi
3 Ocak 2019 tarihinde İran Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, ABD ordusunun düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybetti.
ABD’nin Süleymani’ye yönelik düzenlediği saldırı, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da gerginleştirdi. İran dini lideri Ali Hamaney, saldırının ardından yaptığı açıklamada, “Suçluları acı bir intikam bekliyor” dedi.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.