Atilla Yeşilada cevapladı: Bankalar batar mı?

Son günlerde ekonomide yaşanan gelişmeler neticesinde en çok merak edilen konulardan biri bankaların durumu. Ekonomist Atilla Yeşilada, Youtube kanalında kendisine en çok sorulan “Bankalar batıyor mu?” sorusunu cevaplandırdı. İşte Yeşilada’nın açıklamaları: 

Bankaların istediğiniz nakdi verememesi battığı anlamına gelmez

“Cuma günü bazı bankaların özellikle döviz konusunda nakit taleplerine karşılık verilmediğini duydum. Bana bu konuda telefonlar geldi. Bu gayet normaldir. Bu durum bankanın battığı anlamına gelmez.

Size sebeplerini izah edeyim. Bir ayakkabı dükkanınız var ve ayda 500 çift ayakkabı satıyorsunuz. Stokta 2000 çift ayakkabı bulundurur musunuz? Bulundurmazsınız, israftır. Bankalar da böyledir. Nakit tutmanın bir maliyeti vardır. Nakit tuttuğunuz parayı kredi ya da hazine bonosu olarak plase edemezseniz para kazanamazsınız. Dolayısıyla bankalar ortalama ihtiyaçlarına göre nakit tutarlar. Eğer sizler sosyal medyada duyduğunuz yalanlara inanıp bankalara üşüşürseniz bankanın nakdi biter. Nakit getirmek de kolay değil. Merkez Bankası’na başvuracaksınız. Bazen Merkez Bankası’nda da olmuyor yurtdışından getirtiliyor. Dolayısıyla bir bankanın o anda size arzu ettiğiniz miktarda döviz ya da TL verememesi o bankanın battığı anlamına gelmez.

Bankalarımız çok yüksek oranda batık krediyi kaldırabilir

Şöyle bir anlayış var: “Özel sektörde şirketler batıyor. Bunlara da bankalar kredi verdiler. Onlar da batarlar.” Bu da doğru değil. Bankaların bu konuda bir sermaye yastığı var. Çok yüksek oranda batık krediyi kaldırabilirler. Şu anda resmi olarak bankaların batık ya da takipteki alacakların oranı yüzde 3. Ben bunları gerçekçi bulmuyorum. Buna yüzde 8 diyebiliriz, hatta iyice abartarak yüzde 10 diyelim. Yüzde 10 batık kredisi olan bir banka batmaz. Çin gibi yüzde 20’lerle çalışan sistemler var.

Döviz kurunun yükselmesi kısa vadede bankalara büyük zararlar vermez

Döviz kurunun çok yükselmesi bankaları batırır diye bir yanlış anlama var. Bu, 2001’den önce böyleydi. Çünkü bankalar kur arbitrajı yapıyorlardı. Yani döviz borçlanıp TL ile yüksek getirili hazine bonosu alıp aradaki farktan para kazanıyorlardı. Türkiye’de artık böyle bir şey yapılmıyor. Dolayısıyla döviz kurunun yükselmesi bankalara kısa vadede çok büyük zararlar getirmez.

Devlet herkesin mevduatını ödemiştir 

Bankadaki paranın kanunen hesap başı 100 bin TL’ye kadarı devlet güvencesi altındadır. Fiiliyatta devlet, bazı offshore hesapları ve türev pozisyonlar hariç mevduatın miktarına bakmaksızın bir şekilde bankadaki herkesin mevduatını ödemiştir. Dolayısıyla bu konularda bir endişeye kapılmamıza gerek yok.”

*Ekonomist Atilla Yeşilada’nın açıklamalarını izlemek için tıklayınız.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın