Türkiye’nin yönetim üslubu sorunu olduğunu vurgulayan Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, “Ehliyet ve liyakat aramayan bir yönetim tarzı var. Gerçek değil görüntüde sadakat aranıyor ve böyle kişilerden dar bir kadro oluşturuluyor” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhuriyet gazetesinden İpek Özbey’e konuştu. Türkiye’nin sıkıntılı bir dönemde olduğunu belirten Babacan, “Böyle bir dönemde hiçbir şey yokmuş gibi davranamazdım. Tanıdığımız, tanımadığımız pek çok kişi ‘Sessiz kalmayın’ dedi. Kuruluş öncesi sadece ben, hiç tanımadığım, farklı ideolojilerden, farklı coğrafyadan binden fazla insanla görüştüm” ifadelerini kullandı.
“2009 yerel seçimlerinin ertesi günü ayrılmak istedim”
Babacan, ilk ayrılma kararını 2009 yılında yapılan yerel seçimlerin ertesi günü verdiğini söyledi: “2009 yerel seçimlerinin ertesi günü. Dört sayfalık gerekçeli bir istifa mektubuyla ilk o gün ayrılmak istedim. Ama ülkenin şartları buna izin vermedi, ayrılmam 2019 yerel seçiminden sonra fiilen mümkün oldu.”
2002 ile 2007 yılları arasında AK Parti’de istişare mekanizmanın oldukça iyi çalıştığını belirten Babacan, daha sonra farklı görüşlerini söyleyenlerin ve açıkça eleştiri getirebilen insanların teker teker sistem dışı kaldığını söyledi.
“O gün Mali Kuralı koyabilseydik bugün Türkiye sapasağlam olurdu”
Bakanlığı döneminde hayata geçirmeyi planladığı Mali Kural çalışmasını hatırlatan Babacan, “O gün Mali Kuralı koyabilseydik bugün Türkiye sapasağlam olurdu. Ki Almanya yaptı, şu anda bu krizde bile devlet harcamasını en çok arttıran ülke oldu. Mali kural olmasa yapamazdı” şeklinde konuştu.
Mali Kural çalışmasının hayata geçmesi için çok mücadele verdiğini vurgulayan Babacan, “Ama başka fikirde olan arkadaşlar ‘Devlet çok para harcasın, büyük projelere kaynak aktarılsın, çok ihale yapalım’ diyerek engel oldu. Mali kural komisyondan oybirliğiyle geçti. Genel Kurul’da iki saat kala döndü” dedi.
“Çıkmamı isterseniz, çıkayım anlatayım, beni dinleyen ‘hayır’a oy verir”
Babacan, 2017 yılındaki Cumhurbaşkanlığı Sistemi referandumu öncesinde kendisi için mitingler ve televizyon programları planlandığını, ancak “Ne mitingi ne televizyon programı, hiçbirini yapmam. Çıkmamı isterseniz, çıkayım anlatayım, beni dinleyen ‘hayır’a oy verir” dediğini söyledi.
Türkiye’nin koronavirüs salgını sürecine çok zayıflamış bir ekonomiyle girdiğini belirten Babacan, Merkez Bankası’nın bir zamanlar 136 milyar dolar olan rezervinin brüt 90, net 30 milyar dolara indiğini söyledi. Babacan, üç yıl önce 57 milyar olan faiz ödemelerinin bu yılın bütçesinde 129 milyar liraya çıktığını ifade etti.
“Diğer siyasi partilerin mensuplarından bize ciddi bir ilgi var”
Babacan, diğer partilerden milletvekillerinin DEVA Partisi’ne geçeceği yönündeki iddialara ilişkin şunları söyledi: “Diğer siyasi partilerin mensuplarından bize açıkçası ciddi bir ilgi var. Fakat biz kuruluş aşamasında bir prensip kararı aldık, bizlerle temas edenlere de ‘Yeni bir başlangıç yapıyoruz, transferle kurulan bir parti olmak istemiyoruz’ dedik.”
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.