edip cansever

Edip Cansever kimdir? Kısaca hayatı ve eserleri

Edip Cansever kimdir, eserleri nelerdir? Edip Cansever’in şiir anlayışı nasıldır? İşte Edip Cansever’in hayatı, eserleri ve edebi kişiliği hakkında kısaca bilgi.

Edip Cansever kimdir?

İkinci Yeni şiir akımının önde gelen sanatçılarından olan Edip Cansever, 8 Ağustos 1928 tarihinde İstanbul’da doğdu. Lise öğrenimini İstanbul Erkek Lisesi‘nde tamamladı. Mezuniyetinin ardından Yüksek Ticaret Okulu’na kaydolmuşsa da öğrenimini yarıda bıraktı. 

İlk şiiri 1944 yılında “İstanbul” dergisinde yayımlandı. Bu dönemde yazdığı şiirlerini “İkindi Üstü” adlı kitabında topladı. Alp Kuran ve Nevzat Üstün’le birlikte “Nokta” adında bir dergi çıkarmaya başladı. 

1954 yılında “Dirlik Düzenlik” adlı kitabı yayımlandı. 1957 yılında ise kendine özgü bir şiir anlayışını ortaya koyduğu “Yerçekimli Karanfil” adlı kitabı yayımlandı. Bu kitabı, 1958 Yeditepe Şiir Armağanı‘na layık görüldü. 

“Dost” dergisi tarafından yapılan bir araştırmada 1959 yılının en beğenilen şairi seçildi. 

1976 yılında “Ben Ruhi Bey Nasılım” adlı kitabı yayımlanan Cansever, bu kitabıyla Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü‘nü kazandı.

Cansever, Milliyet gazetesinin Sanat dergisi ekine verdiği bir röportajda, “Ahmet Muhip Dıranas, Behçet Necatigil, Turgut Uyar ve Cemal Süreya her zaman aradığım şairler” demiştir. [1] Edip Cansever, 28 Mayıs 1986 tarihinde hayatını kaybetti. 

Edip Cansever’in eserleri

  • Ben Ruhi Bey Nasılım
  • İkinci Üstü
  • Dirlik Düzenlik
  • Yerçekimli Karanfil
  • Kirli Ağustos
  • Yeniden
  • Petrol
  • Sonrası Kalır
  • Sevda ile Sevgi
  • Umutsuzlar Parkı
  • Çağrılmayan Yakup
  • Şairin Seyir Defteri
  • Tragedyalar
  • Oteller Kenti
  • İlkyaz Şikayetçileri
  • Bezik Oynayan Kadınlar

Edip Cansever’in edebi yönü

1957 yılında yayımlanan “Yerçekimli Karanfil” adlı kitabıyla birlikte kendine özgü bir şiir anlayışını ortaya koydu. Bu tarihten itibaren şiirlerine karamsarlık ve melankoli hakim olmuştur. Şiirde yeni arayışlara yönelen Cansever, bazı şiirlerinde diyaloglara da yer vermiştir. Öte yandan şiirlerinde kapalı bir anlatım kullanmıştır.

Oktay Akbal şöyle anlatıyordu Cansever’i: “Daha 1949’da, şiire başlar başlamaz dikkatimi çekmişti. Toplumsal eleştiri dozu yüksek şiirlerdi. Giderek, sözcüğü önemseyen, dile yaslanan bir şiir kurdu. Eski yolunu beğenen, oraya dönmesini öğütleyen eleştirilere kulak asmadı ve özgün bir şiir yarattı.” [2]

Kaynakça

[1] Milliyet gazetesi Sanat dergisi eki, 05.01.1973

[2] Milliyet gazetesi, 02.03.1985


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın