İmamoğlu: Sanki birinin malını alacakmışım gibi bir tavır var

Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı adayı Ekrem İmamoğlu, “Sanki birinin malını alacakmışım gibi bir tavır var” dedi. 

TV100 ekranlarında Okan Bayülgen’in sunduğu ‘Uykusuzlar Kulübü’ programına katılan İmamoğlu, “İstiklal Savaşı gazisi dedem, ‘Makamın yükseldikçe boynun eğilsin’ derdi. Bu iş vatandaşa hizmet işidir. Vatandaşın malına ve mülküne göz kulak olmak için oradasın, tek bir kuruşuna bile sıkıntı getirmeden. Bir başka şey ise insanların sizlere emanet olarak verdiği bir makamı, günü geldiğinde kime devretmeniz gerekiyorsa devredeceksiniz.” dedi.

İmamoğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Şu anda sanki birinin malını, mülkünü alacakmışım gibi tavırlar var. Ne yapıyoruz Allah aşkına? Kimler gelip kimler gitmedi ki… Bu dünya Sultan Süleyman’a bile kalmadı. Bizler toplumun hizmetkarıyız. Küçücük çocuğun bile önünde eğilmeyi bilmeyen bu ülkede asla makam sahibi olmasın.”

“Bizim toplumumuzda sıcak bir ahlak ve vicdan olduğunu bilirim. Ben onu yakalıyorum ve bırakmıyorum.”

‘Keşke beni diğer kanallar da davet etse’

31 Mart seçimleri öncesi Ülke TV’de Turgay Güler’le yaptığı programa değinen İmamoğlu, “Geçenlerde bana ‘Bir daha çağırsa gider misin’ dediler. Giderim dedim. Yanlış anlamayın, oyumu artırmak için değil. Keşke beni diğer kanallar da davet etse” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu’na ‘Proje misiniz?’ sorusu

İmamoğlu, Okan Bayülgen’in “Proje misiniz?” sorusunu şu şekilde cevapladı: “Sorunuza cesur bir şekilde cevap vereceğim. Evet, ben bir projeyim. Ama şöyle bir projeyim: Ben Trabzon’un 40 haneli bir köyünde, 3 yeni evli kuzenlerin oturduğu iki katlı bir evde doğmuş çocuğuyum. Köyü hayatında yetişmiş biriyim. İlkokul, ortaokul ve liseyi şehirde okudum. Sonra üniversite okudum. Ama okuma yazma bilmeden esnaflığı da bilen birisiyim. Çocukluğunda bile mal satıp para kazanmayı öğrenmeye çalışmış birisiyim. Esnaf çocuğuyum ama pazara gidip pazarcılık da yapmış birisiyim. İnşaat yapardı babam ve bana orada amelilik yaptırırdı. Dolayısıyla işçiyi de hisseden birisiyim. Bu olağanüstü bir duygu. Bütün bu duygularıyla sorumluluk sahibi olduğunu hissedip siyasete atılmak… Tümüyle bu bir proje aslında. Bu proje, Atatürk Cumhuriyetinin bir projesidir. Beni 40 haneli köyden alıp İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı yapan bir proje.”