Türkiye’de bir süredir meyve ve sebze fiyatlarındaki artış konuşuluyor. Peki, Türkiye’de meyve ve sebze fiyatlarında neden artış yaşandı? Bir dönem tarım ürünlerinde ihracatçı bir ülke olan Türkiye, nasıl ithalatçı bir ülke konumuna geldi? RS FM’de Yavuz Oğhan’dan Bidebunudinle’ye katılan Ekonomist Mert Yılmaz, bu konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Ürünlerin tarladan pazara gelene kadar çok sayıda aracı olduğunu ve bu aracı sayısının azaltılması gerektiğini söyleyen Yılmaz, “Merkez Bankası istatistiklerine göre Türkiye’in en doğusundan en batısına 100 kilo domates yüklediğinizde bir kamyona 67 kiloya iniyor. Yolda yüzde 33 fire veriyor. Bunların hepsi ister istemez fiyatlara yansıyan şeyler. Marketçinin yüksek fiyat satması mümkün. Elektriğe ve asgari ücrete yapılan zamlar, işletme maliyetini artıracak faktörler” diye konuştu.
Yılmaz, fiyat artışlarının sebebini şu şekilde anlattı: “Biz bataklığı kurutmuyoruz, havada uçuşan sineğe ilaç sıkıyoruz. Peki ne oldu da Türkiye, tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yetemez ve neredeyse bütün ürünlerini ithal eden bir ülke konumuna geldi? Bunu tartışmamız lazım.”
“Çiftçi mutsuz, tüketici mutsuz”
Türkiye’nin özellikle tarım ürünlerinde ihracatçı bir ülke konumundan ithalatçı konumuna geldiğini söyleyen Yılmaz, bunun iki nedeninin olduğunu belirtti: “Bir tanesi maalesef inşaat rantına ekilebilir alanların kurban edilmesi. Bir diğeri de çiftçilik yapan insanların artık bu işi yapmak istememeleri. Bu işin en mağduru halkanın başı ile sonu: Çiftçi mutsuz, tüketici mutsuz.”
Gıda konusunun her ülkenin ulusal bir güvenlik meselesi olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Paramız var, basıyorum parayı, ithal ediyorum mantığıyla bu işi Türkiye yönetemez. Günün birinde parayı verirsin, malı sana satmazlar. İstanbul kadar yüz ölçümü olan ülkelerden tohum ve ürün ithal ediyor Türkiye. Bunu oturup hepimizin düşünmesi lazım. Biz maalesef tarımla büyümeyi ya da çiftçiliği, toplumun bir kısmını küçük görmek gibi tanımladık.”
“Enflasyonun düşüyor olması, fiyatların düşeceği manasına gelmez”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmada, enflasyonun düşmesine rağmen sebze ve meyve fiyatlarının halen düşmediğini belirtmişti. Yılmaz, enflasyon ve fiyatlar konusundaki ilişkiyi şu şekilde açıkladı: “Enflasyonun düşüyor olması, fiyatların düşeceği manasına gelmez. Enflasyon başka bir şeydir, fiyat artışı başka bir şeydir. Domatesin fiyatının artışı enflasyon değildir. Enflasyon, bugün TÜİK tarafından ölçülen bir sepettir. İçinde 407 kalem vardır. Enflasyonun düşmesi demek, fiyat artış hızının yavaşlaması demektir.”
Türkiye’nin tarımda karşılaştığı olumsuz tablo, Konya kadar yüz ölçümü olan Hollanda’nın tarımdaki başarısını akıllara getiriyor.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.