küresel ısınma

Küresel ısınma nedir? Nedenleri ve sonuçları (Kısaca)

Küresel ısınma nedir? Küresel ısınmanın nedenleri ve sonuçları nelerdir? Küresel ısınmanın iklime etkileri nelerdir? Bu konu hakkında bilinmesi gerekenleri kısaca sizler için derledik.

Küresel ısınma nedir?

Buzul çağının sonu insanlığa yaklaşmakta olan felaketleri de beraberinde getiriyordu. Yirmi bin yıl önce dev buzul kütleleri Kuzey Yarım Küre’nin büyük bir bölümünü kaplamaktaydı. Buzul çağının doruk noktasıydı. Aniden küresel ısınma tüm gezegeni kuşattı. Sonuçları günümüze kadar inanılmaz bir felaket niteliği taşımaktadır.

Günümüzde Dünya gün geçtikçe ısınmaktadır. Isı her on yılda bir 0,2°C derece artmaktadır. 2030 yılına geldiğimizde kutuplarda buzdan eser kalmayan bir yaz yaşanabilir. Bilim insanları yüzyıl sonunda küresel deniz seviyelerinin 30 santimden fazla yükseleceğini tahmin etmektedir. Daha önce yaşadığımız gibi, yani bundan yaklaşık yirmi bin yıl önce, Dünya ısınmış, buzullar erimeye başlamış ve daha sonraki on bin yıl içerisinde sıcaklık seviyesi 6°C yükseltmişti. Bu küresel ısınma buzul çağının son anlarındandı.

Günümüzde yapılan araştırmalar bu aşırı iklim değişikliği sırasında yaşadığımız Dünya’nın nasıl değiştiğini göstermektedir. Tarih öncesi sıcaklık değişimleri yaşamakta olduğumuz Dünya ikliminin dengeli bir değişim süreci olmadığını göstermektedir. Bunun yanı sıra iklimimiz yükselen ve düşen sıcaklıklarla doludur. Aslında her şey Güneş sistemi ve gezegenlerin belli bir şekilde düzene ve hizaya gelmesiyle başlamıştır. Üç yörüngesel dönüş, Dünya’nın Güneş’ten çektiği sıcaklık oranını etkilemektedir. Bu döngünün adına Milankovitch döngüsü denilmektedir. İlk döngü eğriliktir yani Dünya Güneş’e oranla dik bir şekilde değil eğik durmaktadır. Günümüzde ise 23.5 derecelik bir açıyla eğik durumdadır. Bu sebepten dolayı yaz zamanı kuzey kutbunda Güneş görülebilir eğer eğriliğin açısı zaman içinde değişiklik göstermezse.

İkinci döngü dış merkezlilik olarak adlandırılmaktadır. Güneş’in yer çekimi Dünya’yı dairesel bir yörüngede tutmaktadır. Jüpiter ve Satürn gezegenlerine yaklaştıkça iki gezegenin yer çekimleri yörüngeyi esnetmektedir ve böylelikle yeni şekiller vermektedir. Yani yörünge tamamen yuvarlak olmaktan çıkıp ezilmeye başlıyor sonrasında tekrar yuvarlak şeklini alıyor. Bu da Güneş’in ısısının Dünyamıza ulaşmadan önceki seyahat ettiği mesafeyi değiştirmektedir. Bu değişiklik doksan bin ve yüz bin yıldan fazla süren bir döngü içerisinde meydana gelmektedir.

Üçüncü döngü eksen sapması olarak adlandırılmaktadır. Bu döngünün nedeni Dünya’nın kusursuz bir küre şeklinde olmamasından kaynaklanmaktadır. Dünya döndüğü zaman Ekvator’dan biraz daha fazla şişkinlik gösteriyor bu şişkinlik ise Güneş’in ve Ay’ın yer çekiminden meydana gelmekte olup yapacağı etkiler Dünya’yı bir dairenin içinde sağ ve sola doğru yatırmaktadır. Yani bu döngü sayesinde Dünya’nın ekseni Güneş’e yaklaşıp uzaklaşmaktadır. Bu döngünün tamamlanması on dokuz bin ve yirmi üç bin arası yıl almaktadır. Bu döngülerin tek başlarına Dünya üzerindeki etkileri sınırlı haldedir. Bu üç özellik, üç döngü bir araya geldiği zaman büyük sıcaklık değişimlerine sebep olmaktadır. Bu ise küresel buz oranında ciddi değişiklilere yol açmaktadır. Dünya’nın yörüngesindeki değişikliğin sonucunda yaşanan buzul çağları milyarlarca yıldır bu gezegenin iklim özelliklerinin sabit bir parçası haline gelmiştir. En yakın buzul çağı yirmi bin yıl önce bu üç döngünün üst üste gelmesiyle on bin yıllık bir küresel ısınmayı başlattığı zaman sona ermiştir.

Çevremizdeki doğal mekanizmaların dengesi iklim değişikliği sebebiyle bozulmaktadır. Dahası buzul çağının sonu jeolojik açıdan olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Dünya’nın büyük bir kısmı üç km kalınlığa ulaşan buz tabakaları ile kaplıdır. Bu buzul tabakaları Alaska ve Kanada dahilinde Dünya’nın dörtte birini kaplamaktadır. Buzul kütlelerin yaklaşık %20’si okyanuslarda barınmaktadır. Küresel ısınma sonucunda denizdeki buzullar erimeye başlamaktadır.

Küresel ısınma buzları eritmeye devam ettikçe 60 milyon km3 su okyanusa karışmaktadır. Böylelikle su seviyeleri yükselmekte ve Dünya’nın bugünkü haritasını oluşturmaktadır. Gezegenimizin yüzeyi kabuk olarak bilinen ince bir kaya tabakasıdır ve bu kabuğun altında magmadan oluşan manto adı verilen bir kuşak ile kaplıdır. Dünya’nın kabuğu tektonik plakalara yani mantonun üzerinde ağır hareket halinde büyük kaya dilimlerine bölünmektedir. Soğuk zamanlarda ise buz ağırlık yaparak kabuğu bastırmaktadır. Bu da mantoya baskı yapmaktadır. Bunun yıkıcı etkileri ise yeryüzünde depremler olarak, denizlerde ise liman dalgası yani tsunami olarak hissedilmektedir. Ayrıca volkanik patlamalara sebep olmaktadır.

Son buzul çağının sonunda küresel ısınma nedeniyle tüm gezegen kuşatıldığı zaman yeryüzünün değişmesine ve şekillendirmesine sebep olmaktadır. On sekiz bin yıl önce Güneş sistemindeki gezegenlerin dizilimi küresel ısınmanın başlamasına neden oldu ve buzul çağını sonlandırdı.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın