küreselleşme

Küreselleşme nedir, ne zaman başladı? Kısaca bilgi

1990’lı yıllardan itibaren hız kazanan küreselleşme, dünya genelinde önemli bir dönüşüme yol açmıştır. Küreselleşmeyle birlikte ülkeler arasındaki bağımlılık artmış, geleneksel sınırlamalar kalkmış ve dünya bir nevi “küresel bir köy”e dönüşmüştür. Peki, küreselleşme nedir? Küreselleşme ne zaman başladı? Küreselleşme kavramı hakkında bilinmesi gerekenleri kısaca derledik.

Küreselleşme nedir?

“Küreselleşme nedir?” sorusuna verilebilecek en kısa ve net yanıt şöyle: Küreselleşme, ülkeler arasında ekonomi, siyaset ve kültür alanında bir karşılıklı bağımlılık ilişkisinin ortaya çıkma sürecidir. Dünya üzerindeki milyarlarca insanın yaşamı, küreselleşme tarafından şekillendirilmektedir. Bunun neticesinde de insanlar arasındaki ülke-üstü bağlar gelişmektedir.

Küreselleşmeyle birlikte ekonomik anlamda geleneksel sınırlamaların kalkmasından dolayı dünyamızın küçülmesini ifade etmek için “küresel bir köy” söylemi kullanılmaktadır. Küreselleşme, tüm dünyada tek tip tüketim kültürü oluşturmasına yol açar.

Küreselleşme ne zaman başladı?

İkinci Dünya Savaşı sonrası IMF, Dünya Bankası, OECD ve GATT gibi kurumların kurulması, küreselleşme sürecinin önemli dönüm noktasını oluşturmuştur. 1929 yılındaki büyük bunalımdan İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna dek sermaye hareketleri azalmış ve korumacı politikalar etkin olmuştu. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ise küreselleşme süreci kaldığı yerden yoluna devam etmiştir.

Küreselleşme yolundaki bir başka önemli süreç ise 1971 yılında Bretton Woods Sistemi’nin çökmesiyle yaşanmıştır. Bu olayın ardından sabit kur sistemi terk edilmiş ve gelişmiş ülkeler sermaye hareketlerine yönelik uyguladıkları kısıtlamaları tamamen kaldırmışlardır. Bunun sonucunda döviz piyasasındaki işlem hacimlerinde büyük artışlar gözlenmiştir. 1973 yılında günlük döviz alım ve satım işlemleri 15 milyar dolar seviyesindeyken, 1992 yılında 900 milyar dolara yükselmiştir. (1)

1989 yılında Berlin Duvarı‘nın yıkılması, 1990 yılında ise Sovyetler Birliği’nin çökerek iki kutuplu dünya sisteminin çökmesiyle küreselleşme hız kazanmıştır. Artık yerel bazlı sorunlar tüm dünyanın dikkatini çekmeye başlamış ve buna uluslararası alanda bir çözüm bulma arayışı ortaya çıkmıştır. Çünkü dünyanın küçük bir bölgesinde meydana gelen bir sorunun tüm dünyayı etkileme potansiyeline sahip olması tüm ülkeleri buna mecbur etmiştir.

Küreselleşmeyi ortaya çıkış tarzlarına göre ekonomik küreselleşme, kültürel küreselleşme ve siyasi küreselleşme olarak üçe ayırmak mümkündür. Küreselleşmenin etkileri, öncelikli olarak uluslararası ticaretin yaygınlaşması sonucunda ekonomi üzerinde görülürken zamanla siyasal ve kültürel alanda da etkileri gözükmeye başlamıştır.

Ekonomik küreselleşme, ulusal ekonomilerin dünya ekonomisine bağlanmasıdır. Küreselleşmenin hem başlangıç noktası hem de en çok hissedildiği alan olması bakımından önemlidir. Dünyanın herhangi bir bölgesindeki ekonomik gelişmeler tüm dünyayı etkileyebilmektedir. Buna örnek olarak 2008 ekonomik krizini gösterebiliriz. 2008 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde başlayan ekonomik kriz hızla tüm dünyaya yayılmıştır. Küresel ekonomi üzerinde bir düzen sağlamak amacıyla Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar kurulmuştur. Kültürel küreselleşme, dünyanın bir bölgesinde üretilen kültürel ürünlerin tüm dünyaya yayılmasıdır. Siyasi küreselleşme, ülkelerin iç siyaset ve dış siyaset ayrımının zorlaşarak küreselleşme tarafından şekillenmesi ve uluslararası örgütlerin politika yapım sürecinde önemli bir aktör durumuna gelmesidir.

Kaynakça

(1) Aktel, . A. (2001). Küreselleşme Süreci ve Etki Alanları . Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi , 6 (2) , . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/sduiibfd/issue/20849/223572


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın