Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen Kuzey Irak’ta terör örgütü PKK’ya yönelik düzenlenen operasyonlar hız kesmeden devam etmekte. Sınırdan yaklaşık 25 kilometre Kuzey Irak’a doğru ilerleyen Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sıradaki hedefinin Kandil olup olmayacağı merak konusu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’dan birbiri ardına gelen Kandil’e yönelik operasyon yapılacağını işaret eden söylemler oldukça dikkat çekmişti. Peki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’a yönelik gerçekleştirdiği operasyonlarda son durum nedir?
Habertürk’te yayınlanan ‘Enine Boyuna’ programına katılan Dr. Naim Babüroğlu, Kuzey Irak’a yönelik düzenlenen operasyonlar hakkında önemli açıklamalarda bulundu: “Milli Güvenlik Kurulu’nun 2017 yılındaki son toplantısında tavsiye kararlarından biri de hem Suriye’nin kuzeyi hem de Irak’ın kuzeyin de terörist geçişlerinin önlenmesi amacıyla gerekli tedbirlerin alınmasına yönelikti. Hatta o zaman, ‘Eğer Irak merkezi hükümeti emniyeti sağlayamayacak ise Türkiye inisiyatifini kullanacaktır.’ İşte şu andaki operasyon bu inisiyatifin kullanılmasının sonucudur.
“KUZEY IRAK’TA 11 ÜS BÖLGESİ OLUŞTURULDU”
Şu anda TSK 23-27 kilometre boyunca Kuzey Irak’ta ilerledi. O arazi çok çetin ve ulaşım imkanları çok kısıtlı bir arazidir. Şu anda iş makinalarıyla yollar açılmakta. TSK; yüksek bölgeler, yaklaşma yollarını kontrol eden ve ateş altına alınabilen kritik noktaları kontrol altına alıyor ve orada üs bölgeleri kuruluyor. Şu anda kadar 11 üs bölgesi oluşturulmuş durumda.
TSK geçmişte 35 bin-40 bin askerle Çelik Harekatı, Şafak Harekatı ve Güneş Harekatı gibi çok büyük operasyonlar icra etti. 5-6 ay orada kaldı. Ancak 5-6 ay kaldıktan sonra çekildiğinizde o terör örgütü elemanları tekrar yerine geliyor ve yerleşiyor. Ama şimdi gördüğümüz kadarıyla TSK unsurları orada Irak merkezi hükümeti tarafından yeterli kontrol sağlanıncaya kadar o bölgede kalacak.”
“KANDİL’E OLDUKÇA YAKLAŞTIK”
Konu ile ilgili Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar ise şu değerlendirmeyi yaptı: “TSK’nın 20 Ocakt’a başlatmış olduğu Zeytin Dalı Harekatı ile neredeyse eş güdümlü olacak şekilde, özellikle Hakkari bölgesinde, 3. tümenin ortaya koymuş olduğu bir sınır ötesi harekat silsilesi kendisini gösterdi. Öncelikle Zap bölgesinde bir etki ortaya konduktan sonra zamanla bu gelişti. Hakurk ve Avaşin bölgesinde harekatın ilerlemesiyle birlikte biz Kandil bölgesine yapılacak bir harekatı konuşmaya başladık. Buna neden olan temel şey Derecik eksenli olan ve genişliği yaklaşık 10 km, derinliği de 25 km’ye uzanan Güneydoğuda’ki bir mihver. Bu mihverle birlikte TSK uç unsurlarının Kandil’e oldukça yaklaştığı ve hatta Kandil’den Türkiye’ye yapılan sızmalarda kullanılan temel alanları kontrol altına aldığı gözüküyor. Bununla birlikte sadece Kandil’den Türkiye’ye yapılan sızmalar değil, aynı zamanda Kandil’den Sincar hattına giden ana güzergahı da etki altına alabilecek bir pozisyona ulaştığı gözüküyor. Yani şuanda Irak’ın kuzeyindeki yerleşim yerlerinden bakıldığında Mehmetçik’in dağlardaki konuşlanması çok rahatlıkla görülebiliyor. Hatta Mehmetçik iftar vakitlerinde aşağı iniyor, oradaki Kürt kardeşlerimizle iftarını yapıyor, daha sonra dağlarda çatışmalara devam ediyor.
Hakurk ve Kandile ilgili iki temel konunun öne çıktığını düşünüyorum. PKK özellikle Afrin bölgesinde yaşamış olduğu büyük mağlubiyet sonrasında bunun intikamını Güneydoğu’da alacağı ve bununla ilgili sızmaları Kandil ekseninden Hakurk bölgesini kullanarak yapacağına dair bir propaganda başlatmıştı. Şu anda ise özellikle Yüksekova merkezli birliklerimiz, Hakurk bölgesine yapmış olduğu harekat ile birlikte o propagandalarının çökmesine vesile oldu.
Bu harekatın en temel amacı Kandil bölgesindeki karasal alanın kontrol edilmesi ve meşru bir güve devredilene kadar da TSK tarafından elde bulundurulmasıdır.”
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.