Metastaz kitabı: Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu anlattı

Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu tarafından kaleme alınan “Metastaz” kitabı, çıktığı günden bu yana büyük ilgi görüyor. Peki, “Metastaz” kitabında neler anlatılıyor? 

Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu, RS FM‘de katıldığı “Bidebunudinle” programında “Metastaz” hakkında önemli bilgiler paylaştı.

Barış Pehlivan, kitabın çıkış noktası hakkında şu açıklamalarda bulundu:

“Bugüne kadar ben de Barış Terkoğlu da ve Türkiye’deki birçok gazeteci de Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) Türkiye’ye yaptığı kötülüğü yazdı. 15 Temmuz’da da geniş kamuoyu FETÖ’nün ne anlama geldiğini canlı yayında gördü. Peki, 15 Temmuz’dan sonra Türkiye nereye evrildi?

Boşaltılan koltuklara kim oturdu?

Bir gecede iki bin hakim ve savcı görevden alınırken, binlerce polis açığa alınırken, yani Türkiye’nin en kritik noktalarındaki kadrolar (haklı olarak) boşaltılırken, o boşalan koltuklara kim oturdu? Biz bu sorunun peşine düştük.

Yakından takip ettiğimiz FETÖ davalarındaki saçmalıklar o kadar büyük bir raddeye geldi ki, burada bir şeyler olduğunu çok fazla sorgulamaya başladık.

Liyakat yerine tarikat ilişkisi 

Ne zaman ki masaya yatırdık; çok büyük bir kötülükle karşı karşıya kaldık. İster güven sorunundan kaynaklı olduğunu iddia edelim ister kolaya kaçmak olarak iddia edelim; FETÖ’ye panzehir olarak devletin en kritik noktalarına (yargı, emniyet, bürokrasi, kimi bakanlıkların müdürlüklerine) liyakatli insanlardan ziyade tarikatlarla ilişkili insanların yerleştirildiğini gördük.”

Hüsn-ü şehadet

Kitabın bir diğer yazarı Barış Terkoğlu ise “Hüsn-ü şahadet” konusunda önemli bilgiler paylaştı. İşte Terkoğlu’nun açıklamaları: 

“Hüsn-ü şahadet diye bir şey var. Bir insan FETÖ’den yargılanıyor ve ‘Ben FETÖ’cü değilim, şu cemaattenim” diyor. O cemaatin hocasını getiriyor ve savcı ile görüştürüyor. Sonra da çıkıyor gidiyor.

Siz buradaki tehlikeleri ortadan kaldırmak için bir başka cemaat görüntüsü altındaki örgütlenmeyi öne çıkarmaya başlarsanız, bir virüsü başka bir virüsle tamir etmeye çalışıyor olursunuz.”

Barış Pehlivan, devlet içerisindeki cemaat yapılanması konusunda ise şunları söyledi:

“Bir Jandarma mensubu, mahkeme salonunda komutanı olmasına rağmen, mahkeme başkanına ‘Ben Menzilciyim’ diyor. Normalde Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bu sözü söyleyen subayla ilgili soruşturma açılması gerekiyor. Hiçbir şey açılmadığını öğreniyoruz. Ya da Sağlık Bakanlığı’nda Menzilci örgütlenmenin çok geçer akçe olduğunu görüyoruz. Menzilci olmayan insanların müdürlüklere ya da daire başkanlıklarına getirilmediğini görüyoruz.”


Yayımlandı

kategorisi

,

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın