arap baharı

Mısır Devrimi nasıl oldu, neler yaşandı?

25 Ocak 2011 günü Mısır’da ekonomik sıkıntılar, yolsuzluk ve yönetimin baskısı gibi sebeplerle bir araya gelen göstericiler, 30 yıldır ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek yönetimine karşı protesto gösterileri düzenledi. Bu protesto gösterileri sırasında çok sayıda protestocu hayatını kaybetti.

Gösteriler gün geçtikçe artınca Hüsnü Mübarek önce kendisine 30 yıllık iktidarında ilk defa yardımcı atadı. Bu da göstericilerin tepkini azaltmayınca 11 Şubat’da görevinden istifa ettiğini ve yetkilerini Askeri Konsey’e devrettiğini duyurdu.

Mısır’da yapılan cumhurbaşkanı seçimlerini İhvan’ın adayı Muhammed Mursi kazandı. Böylece Mursi, Mısır tarihinde demokratik yollardan yönetime gelen ilk cumhurbaşkanı oldu.

Mursi, geçiş döneminde ülkeyi yöneten Askeri Konsey’in başına Savunma Bakanı Hüseyin Tantavi’yi alarak Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es-Sisi’yi getirdi.

Mursi, ülkede oldukça tartışma yaratacak olan bir anayasa taslağı hazırladı. Anayasa değişikliği birçok kentte protesto gösterilerine neden oldu. Anayasa içeriğinde Mursi’nin kararlarını yargı denetimden muaf tutan düzenlemeler vardı ve Yüksek Yargı Konseyi bunu “yargının bağımsızlığına karşı bir saldırı” olarak tanımlamaktaydı. Mursi, gelen tepkiler üzerine yetkilerinde kısıtlamaya gideceğini açıkladı. Ancak protesto gösterilerini dindiremedi. Sonuç olarak anayasa değişikliği referanduma götürüldü ve yüzde 63,8 oranla kabul edildi.

Mursi yönetiminin birinci yıl dönümünde ülkede geniş katılımlı Mursi karşıtı protesto gösterileri düzenlendi.

3 Temmuz 2013’te gerçekleşen darbe sonucunda Sisi, Mursi’nin görevden alındığını ve yerine Ali Mansur’un getirildiğini duyurdu. 14 Temmuz’da düzenlenen darbe karşıtı gösterilerde güvenlik kuvvetlerinin silah kullanması sonucunda binin üzerinde gösterici hayatını kaybetti.

Mısır’da iktidarı ele geçiren yeni yönetim, İhvan’ı terör örgütü olarak ilan etti. 28 Mayıs 2014’te yapılan seçimler sonucunda Sisi, cumhurbaşkanı seçildi.

Cumhurbaşkanı Mursi ve 100 İhvan üyesi idam cezasına çarptırıldı.

En dikkat çekici gelişme ise darbeye karşı uluslararası toplumun tepkisi oldu. ABD ve Avrupa ülkeleri, bunu darbe olarak tanımlamaktan kaçındı. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt ise yeni yönetime finansal yardım sözü verdi.


Yayımlandı

kategorisi

, ,

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın