Muhsin Yazıcıoğlu, 1954 yılında Sivas‘ın Şarkışla ilçesine bağlı Elmalı köyünde dünyaya geldi. Babası Halit Yazıcıoğlu, annesi ise Fidan Yazıcıoğlu’dur.
Üniversiteye kadarki eğitim sürecini Şarkışla’da tamamladı. Yükseköğrenimini ise Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi‘nde tamamladı.
Ülkü Ocakları dönemi
Siyasi hayatı, 1968 yılında Şarkışla’daki Genç Ülkücüler Hareketi‘nde başladı. Üniversiteye kazanıp Ankara’ya gelince Ülkü Ocakları Genel Merkezi‘ne gitmeye başladı. Buradaki çalışmalarıyla hızla sivrildi. Önce Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı, daha sonra ise Ülkü Ocakları Genel Başkanı olarak görev yapı. Ülkü Ocakları’nın 1978 yılında kapatılmasının ardından yerine kurulan Ülkücü Gençlik Derneği‘nde Kurucu Genel Başkan olarak görevini sürdürdü.
Muhsin Yazıcıoğlu, Ülkü Ocakları’nın en etkili olduğu yıllarda başkanlık yapmıştı. Ülkücü camianın en önde gelen isimlerinden biriydi.
1980 yılında Alparslan Türkeş‘in liderliğini yaptığı Milliyetçi Hareket Partisi‘nde (MHP) Genel Başkan Müşaviri olarak görev yapmaya başladı.
12 Eylül dönemi
12 Eylül 1980 darbesinin ardından tutuklandı. “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası“nda yargılanan Muhsin Yazıcıoğlu, 7,5 yıl Mamak Cezaevi‘nde kaldı. Fakat dava neticesinde herhangi bir ceza almadı. O günlerde yaşadıklarını şu şekilde anlatıyordu:
“12 Eylül öncesinde Ülkücü gençlik daha fazla mağdur olmuştur. Daha fazla kişi hayatını kaybetmiştir. 12 Eylül’den sonra da Ülkücü gençlik daha fazla işkence görmüştür. Ama Ülkücü gençlik feryat etmemiştir ve sesini çıkarmamıştır.
Görüş günleri annemize ve babamıza, avuçlarımızdaki şişlikleri ve morlukları göstermemeye çalışırdık.
26 gün gözüm hiç açılmadan sorguda kaldım. Çırılçıplak soyulup işkence yapıldı. Gözlerimiz açılmadan tavana asılarak, uzuvlarımıza elektrik verilerek işkenceler gördük.” [1]
Cezaevi döneminde yazdığı “Üşüyorum” başlıklı şiir, hafızalardan hiçbir zaman silinemedi.
Cezaevinden çıktıktan sonra siyasi hayatına devam etti. Kapatılan MHP’nin yerine kurulan Milliyetçi Çalışma Partisi‘ne (MÇP) katıldı. Burada, Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yaptı.
1991 yılında yapılan genel seçimlerde Sivas Milletvekili seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) girdi.
BBP’nin kuruluşu
1992 yılında “siyasi anlayışlarının uymadığı” gerekçesiyle bir grup arkadaşıyla MÇP’den ayrıldı. “Alparslan Türkeş’in halefi” olarak gösterilen Muhsin Yazıcıoğlu’nun ayrılışı herkesi şaşırtmıştı.
Muhsin Yazıcıoğlu, MÇP’den ayrıldığı arkadaşlarıyla birlikte Büyük Birlik Partisi‘ni (BBP) kurdu. Bu süreçte, MÇP’nin teşkilatlarından da BBP’ye önemli sayıda bir geçiş oldu.
1995 yılındaki genel seçimlerde ANAP ile ittifak yaparak yeniden Sivas’tan milletvekili seçildi. Ertesi yıl ise ANAP’tan istifa etti ve BBP’ye döndü.
2007 yılında yapılan genel seçimlerde Sivas’tan bağımsız milletvekili seçildi. Seçimlerin ardından tekrardan partisine döndü ve BBP Genel Başkanlık görevini sürdürdü.
2009 yılında yerel seçim çalışmaları kapsamında Yozgat’ta mitinge giden Muhsin Yazıcıoğlu, bulunduğu helikopterin Keş Dağı’nda düşmesi sonucunda hayatını kaybetti.
31 Mart 2009’da Kocatepe Camii’nde son yolculuğuna uğurlandı. Naaşı, vasiyeti üzerine Mehmet Akif Ersoy Müzesi olarak kullanılan Taceddin Dergahı’na defnedildi.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatından bu yana olayın kaza değil, suikast olduğu yolunda ciddi iddialar ortaya atılmıştır.
Muhsin Yazıcıoğlu ve yanındaki 5 kişinin cenazesine, olaydan 48 saat sonra ulaşılması kamuoyunda büyük tartışmalara yol açtı.
Kazaya ilişkin açılan soruşturmada (Haziran 2016’da) takipsizlik kararı verildi.
2018’in Temmuz ayında ise “bazı kamu görevlileri hakkında kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar Yargıtay tarafından kaldırıldı.
Yargıtay’dan flaş karar: Muhsin Yazıcoğlu davası yeniden açılıyor
Kaynakça
[1] “Keşke Olmasaydı” adlı belgeseldeki röportajdan alınmıştır.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.