refik halit karay

Refik Halit Karay edebi kişiliği ve eserleri kısaca

Refik Halit Karay kimdir, eserleri nelerdir? Refik Halit Karay’ın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri hakkında kısaca bilinmesi gerekenler.

Refik Halit Karay edebi kişiliği

Küçük yaşlarda eğitime başlayan Refik Halit Karay, öğretmeni ve okul müdürü ile yaşadığı bir problemden dolayı açıktan eğitimine devam eder. Hukuk mektebini kazanır ancak henüz ikinci sınıfta iken okuldan ayrılarak gazeteciliğe başlar. Gazeteciliğe Servet-i Fünun Dönemi’nde başlayan yazarın imzalı ilk yazısı “Ayşe’nin Talihi” adlı hikâyesidir.

Gazetecilik hayatına devam eden yazar, Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yazılar yazar. Ardından “Son Havadis” isimli bir gazete çıkarmaya başlar lakin zarar eder ve kapatır. Gazetelerde yayımlanan hiciv yazılarında İttihat ve Terraki’nin karşısında olduğu için sürgüne gönderilir. Sürgün yıllarında, “Memleket Hikâyeleri” kitabının büyük bir bölümü için malzeme hazırlamıştır.

“Aydede” isimli bir mizah dergisi kurar ve derginin etrafında devrin büyük mizah yazarlarını toplar. Yazar, ilk büyük şöhretini mizah dalında kazanmıştır. Fakat Refik Halit Karay, roman, hikâye, tiyatro ve gazetelerde yayımlanmış olan yazılarıyla da Türk Edebiyatı için önemli bir isimdir.

Maupassant ve diğer Fransız yazarlarını erken yaşta tanımış olan yazar, yeniliklere açık bir ortamda büyümüştür. Gözlem yeteneği güçlü olan yazarın, eserlerindeki malzemeler kaynağını konak – köşk hayatından apartman dairesine geçişteki sosyal olaylar almaktadır. Yazar, geçirdiği sürgün yıllarında bu olayın toplum üzerinde etkilerini yakından gözlemleme fırsatı bulmuştur.

Milli Edebiyat döneminin oluşmasında payı olan Karay, sade bir lisan kullanılması gerektiğini savunmuştur. Eserlerinde sade ve anlaşılır bir dil kullanan yazar; kelime yahut ek tekrarından sakınarak, monotonluğa düşmez.

Hikâyelerinde Maupassant’ın izlerini görmek mümkündür. Hikâyeler nükteli bir anlatımla kaleme alınmıştır. Hikâyelerinde olayın giriş kısmı belirgindir ve hikâye şaşırtıcı bir sonla biter. Hikâyelerde genel olarak Anadolu veya İstanbul halkından orta halli insanların hayatları işlenmiştir. Hikâyenin vakasında yer alan bu karakterler arasında benzerlik yahut zıtlık görülmektedir. “Memleket Hikâyeleri” adlı eserinde zıtlık, “Gurbet Hikâyeleri”nde ise benzerlik vardır.

“Memleket Hikâyeleri” adlı eserinde sürgün yıllarında yazdığı hikâyeler yer almaktadır. Hikâyeler, samimi ve gerçekçi bir üslupla yazılmıştır. Bu hikâyelerde Anadolu’nun köy ve kasabalarındaki hayatlar ve problemler işlenmiştir. Nihad Sami Banarlı bu eser için “Türk edebiyatından Anadolu’nun en hakiki hikâyeleridir. Anadolu, Memleket Hikâyeleri’nde bütün gerçek varlığı ve iç dünyasıyla karşımıza getirilmiştir.” demiştir.

Şeftali Bahçeleri ve Sarı Bal adlı hikâyeleri memurların eğlencelerini konu edinmiştir. Küs Ömer ve Vehbi Efendi’nin Şüphesi ise geniş çevre tasvirlerinin bulunduğu hikâyeleridir.

“Gurbet Hikâyeleri” bir önceki eserinden uzun yıllar sonra yayımlanmıştır. Gurbet duygusu ve vatan hasreti hikâyelerin genel konusudur. Hikâyelerin içerisinde vatanından uzakta kalmak zorunda kalan karakterlerin yaşamış olduğu duygulardan bahsedilmiştir.

Gurbet Hikâyeleri içerisinde en bilineni Eskici’dir. Bu hikâyede vatanından ayrı kalan bir çocuğun ilk kez ana diliyle konuşan birisini görmesi anlatılmaktadır. Köpek adlı hikâyede de yine vatanından ayrı kalan kimsesiz bir çocuğun köpekle dost olması konusu işlenmiştir.

Sanat hayatına Maupassant tarzı hikâyeler yazmakla başlayan yazar, sürgün yıllarındaki gözlemleriyle daha uzun soluklu eserler kaleme almaya yönelmiştir. Romanlarında da cemiyetimizin geçirmiş olduğu sosyal değişimlere değinmiştir. Eserlerinde eski ve yeniyi mukayese etmiştir. Karakterleri içlerinde bulundukları konuma göre tasvir etmeyen yazar iki dönemi mukayese etmek için zemin hazırlar. Onun romanlarında yer alan karakterlerin bir kısmı Avrupalılar gibi yaşamaya özenen tiplerdir. Romanlarındaki hareketi sağlayan temel unsurun aşk olduğunu da söylemek mümkündür.

“İstanbul’un Bir Yüzü” yazarın ilk romanıdır. Bu romanında II. Meşrutiyet dönemi insanlarının değişimi anlatılmaktadır. Yezid’in Kızı, sürgün yıllarının eseridir. Yezidler üzerine bir inceleme olduğunu söylemek mümkündür. Çete, coşkun bir aşkı ve Fransızlar ile olan mücadeleyi konu edinmektedir. Sürgün, memleket hasreti çeken insanların anlatıldığı bir eserdir. Anahtar tahlilci roman türündedir. Cumhuriyet sonrası yeni bir hayata ayak uydurmaya çalışan bir aileyi konu edinir. Karlı Dağdaki Ateş ve İki Cisimli Kadın ise Uludağ ve Abant çevresinde geçen eserleridir. Bu eserlerde ateşli aşk hikâyeleri anlatılmaktadır.

Çok sayıda roman da yazmış olmasına rağmen Refik Halid Karay Türk edebiyatında hikâyeci kimliğiyle ün kazanmış, hafızalarda bu şekilde yer edinmiştir.

Refik Halit Karay eserleri

Refik Halit Karay eserleri şöyle:

A) Hikâyeleri: Memleket Hikâyeleri, Gurbet Hikâyeleri

B) Romanları: İstanbul’un Bir Yüzü, Yezid’in Kızı, Çete, Sürgün, Anahtar, Bu Bizim Hayatımız, Nilgün, Yer Altında Dünya Var, Dişi Örümcek, Bugünün Saraylısı, Kadınlar Tekkesi, Karlı Dağdaki Ateş, Dört Yapraklı Yonca, Sonuncu Kadeh, Yerini Seven Fidan Yüzen Bahçe.

C) Mizah ve Hiciv: Kirpinin Dedikleri, Ago Paşa’nın Hatıraları, Sakın Aldanma İnanma Kanma, Guguklu Saat, Tanıdıklarım, Ay Peşinde.

Ç) Tiyatro: Deli.

D) Kronik: Bir İçim Su, Bir Avuç Saçma, İlk Adım, Makyajlı Kadın, Üç Nesil Üç Hayat, Tanrıya Şikâyet.

E) Hatıra: Minelbab İlelmihrab, Bir Ömür Boyunca.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın