Latin Amerika ülkelerinin kurtarıcısı olarak bilinen Simon Bolivar, 24 Temmuz 1783 tarihinde aristokrat bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
Üç yaşında babasını, dokuz yaşında annesini kaybetti. Ailesini kaybettikten sonra özel eğitim aldı. Öğretmenleri arasında dönemin önemli isimleri vardı. Onu en çok etkileyen kişi ise Don Simón Rodríguez oldu. Tarihten politikaya, sosyolojiden insan haklarına kadar farklı alanlarda ders almıştı. Şüphesiz hayatının ilerleyen sürecinde aldığı bu derslerin önemli bir etkisi olacaktı.
Askeri akademiye giren Simon Bolivar, 1800 yılında eğitim için İspanya’ya gönderildi. Daha sonra başta Fransa olmak üzere farklı Avrupa şehirlerine gitti.
1804 yılında Venezuela’ya geri döndü. 1810 yılında Venezuela’daki sömürge yanlısı güçlerle savaştı. Bu mücadelenin sonunda sömürge yöneticileri sınır dışı edildi ve Venezuela bağımsızlığını kazandı.
İspanyollar yönetime tekrardan hakim olunca sınırdışı edilerek Kolombiya’ya gönderildi. Burada Kolombiya ordusunun başına geçen Simon Bolivar, ülkenin başkenti Bogota‘ya hakim oldu. Bir dönem yenilgiler aldıysa da mücadelesinden hiçbir zaman vazgeçmedi. Nitekim bu yılmayan mücadelesinin karşılığını alacaktı.
1821 yılında Venezuela, Panama, Kolombiya ve Ekvador’u içine alan “Büyük Kolombiya Cumhuriyeti“nin kuruluşunu gerçekleştirdi. Kolombiya Cumhuriyeti’nin Devlet Başkanı seçildi. 1830 yılında görevden ayrılmak zorunda kaldı. Ülkede yaşanan iç çatışmalar, onun hayal kırıklığına uğratmıştı. Görevi bırakmasından kısa bir süre sonra hayatını kaybetti. Ölümünün ardından onun kurmak için büyük çaba verdiği Kolombiya Cumhuriyeti de dağıldı.
Simon Bolivar’ın açtığı yol, Latin Amerika ülkelerinin siyasi yapısını oldukça etkilemiştir. Latin Amerika’da bugün bile etkisi güçlü bir şekilde hissedilen sol siyasi hareket, onun bıraktığı siyasi miras üzerinden şekillenmekte.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.