Tansu Çiller, 24 Mayıs 1946 tarihinde Muğla’da dünyaya geldi. Babası Hüseyin Necati Çiller, annesi ise Muazzez Çiller’dir. Babasının görevinden dolayı öğrenimini farklı okullarda sürdürmek zorunda kaldı.
EĞİTİM HAYATI
Öğrenim hayatına İstanbul’da bulunan İsmet İnönü İlkokulu’nda başladı, daha sonra Bilecik’te bulunan Edebali İlkokulu’na geçti. Ailesi tekrardan İstanbul’a taşınınca, ismi “Namık Kemal İlkokulu” olarak değiştirilen eski okuluna gitti. Lise öğrenimini Arnavutköy Amerikan Kız Lisesi’nde tamamladı. Yükseköğrenimini ise Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü‘nde tamamladı.
1963 yılında Özer Uçaran ile hayatını birleştirdi. Özer Uçaran, evlendikten sonra eşinin soyadını aldı. Bu durumu şu şekilde anlatıyordu:
“Eşimin soyadını almam ise benim ne kadar cesaretli, sosyal bir insan olduğumu gösteriyor. Soyadım Uçaran’dı ve bu soyadını hiç sevmezdim. Eşim Tansu ailenin tek çocuğuydu. Babası soyadı devam etsin diye hep bir oğlan çocuğu olsun istermiş. Ben de öyle pek soyadına önem veren bir insan olmadığım için ve Tansu’nun da çok memnun olacağını düşündüğümden, Çiller soyadını almakta mahzur görmedim.” [1]
Tansu Çiller, eşi Özer Uçaran Çiller ile birlikte Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) gitti. New Hampshire Üniversitesi‘nde yüksek lisans, Connecticut Üniversitesi‘nde ise doktorasını yaptı. Yale Üniversitesi‘nde öğrenimini sürdüren Tansu Çiller, yaklaşık iki yıl boyunca Franklin & Marshall College‘da öğretim görevlisi olarak çalıştı.
1974 yılında Türkiye’ye döndü ve Boğaziçi Üniversitesi‘nde asistan profesör olarak görev yapmaya başladı. 1983 yılında profesör unvanını aldı.
SİYASETE GİRİŞİ
Siyasi hayatına, Süleyman Demirel liderliğindeki Doğru Yol Partisi‘nde (DYP) başladı. 1991 yılındaki genel seçimlerde İstanbul Milletvekili seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) girdi. Aynı zamanda DYP Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak da görev yaptı.
HERKESE İKİ ANAHTAR
1991 seçimlerinde “Herkese iki anahtar” vaadiyle dikkat çekti. Bu vaadi “gerçekçi bulunmayarak” eleştirilince kendisini şu sözlerle savundu:
“Bizim 26 uzmanla birlikte uzun süre çalışarak hazırladığımız bir program var. Bu programın ayrıntılarını önümüzdeki günlerde açıklayacağım. İktidara gelmemiz halinde uygulamaya koyacağımız programla topluma refah vaat ediyoruz. Bizim hedefimiz ekonomik istikrarı sağlayıp, herkesin istediği zaman rahatlıkla kredisini alıp, konutuna sahip olabileceği bir ortamı sağlamak. Biz hayal vaat etmiyoruz.”
Seçimin ardından DYP ile Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) arasında kurulan koalisyon hükümetinde Devlet Bakanı olarak görev yaptı.
Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından boşalan DYP Genel Başkanlığı’na adaylığını koydu. Yapılan kongrede ikinci turda seçilmeyi başardı.
TÜRKİYE’NİN İLK KADIN BAŞBAKANI
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in hükümeti kurmakla görevlendirmesiyle birlikte, Türkiye’nin ilk kadın başbakanı oldu.
Tansu Çiller’in başbakanlığı döneminde en önemli gelişmelerden biri 5 Nisan 1994 Kararları‘nın alınmasıdır. Bu kararlar doğrultusunda yüzde 51 devalüasyon yapıldı.
6 Mart 1995 tarihinde Türkiye ile Avrupa Birliği arasında Gümrük Birliği Anlaşması imzalandı. Türkiye’nin karar mekanizmasında olmadığı bu antlaşma, kamuoyunda çeşitli tartışmalara yol açtı. Tansu Çiller, “Üç yıl sonra Avrupa Birliği üyesiyiz” [3] demişse de bu gerçekleşmemiş ve Türkiye’deki küçük ve orta ölçekteki çok sayıda şirket iflas etmiştir. Öte yandan anlaşmanın diyeti olarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin AB üyeliğine itiraz edilmemiş ve üyelik yolu açılmıştır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, üye olduktan sonra Türkiye’ye karşı kararlarda her seferinde veto yetkisini kullandı.
“O ASKER GİDECEK, O BAYRAK İNECEK”
DYP, 1995 yılındaki genel seçimlerde üçüncü sırada yer aldı. Bu dönemde Yunanistan ile yaşanan Kardak Krizi sırasında “O asker gidecek, o bayrak inecek” sözleriyle öne çıktı.
4 soruda Kardak Krizi hakkında her şey
İlk olarak Mesut Yılmaz liderliğindeki Anavatan Partisi ile Anayol Hükümeti‘ni kurdu, daha sonra ise Necmettin Erbakan liderliğindeki Refah Partisi ile birlikte Refahyol Hükümeti‘ni kurdu.
Tansu Çiller, Susurluk kazasının ardından yaptığı, “Bu millet uğruna, ülke uğruna, devlet uğruna kurşun atan da yiyen de her zaman bizim için saygıyla anılır” sözleriyle büyük tartışma yarattı.
DYP, 28 Şubat sürecinin ardından muhalefete düştü. 2002’de yapılan genel seçimlerde ise yüzde 9,54 oranında oy alarak barajı aşamadı ve Meclis dışında kaldı. Tansu Çiller, aynı yıl aktif siyaseti bıraktığını açıkladı.
KAYNAKÇA
[1] Milliyet gazetesi, 17.06.1993, s.13
[2] Milliyet gazetesi, 12.09.1991, s.5
[3] Derya Sazak, Milliyet gazetesi, 14.12.1995, s.18
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.