Ticaret Savaşları: ABD, Çin ve Avrupa Arasında Sular Durulmuyor

Dünyadaki ticaret savaşları tam gaz devam ediyor. ABD’nin ithal mallara ek gümrük vergisi koyması kararına karşı hem Çin hem de Avrupa’dan misillemeler geldi.

Trump’ın sert açıklamalarına karşı Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’den ilk kez sert bir tepki geldi: “Batı dünyasında sol yanağına tokat yiyenin sağ yanağını çevirme kültürü var. Bizse doğrudan tokat atarız.”

ABD, 6 Temmuz’dan itibaren 34 milyar dolarlık Çin kaynaklı ithal ürünlere ek gümrük vergisi almaya başlıyor. Çin’in buna karşılık vermesi halinde ise bu miktarın artırılacağı ifade ediliyor.

ABD’nin ticaret savaşı, yalnızca Çin ile sınırlı değil. ABD, ithal edilen çelik ve alüminyuma gümrük vergisi uygulamaya başlaması, Avrupa Birliği ülkelerinin tepkisini çekti. Avrupa Birliği buna karşılık olarak ABD’den ithal edilen mısır, pirinç, barbunya, viski gibi yüzlerce farklı ürün yüzde 35 gümrük vergisini yürürlüğe koydu.

ABD’nin bu politikası Türkiye’nin de tepkisini çekmiş ve ABD’den ithal edilen otomobil, pirinç, kuru yemiş, viski üzerinden alınan vergi oranları artırılmıştı.

Geçtiğimiz günlerde G7 üyesi altı ülkenin maliye bakanları ile Avrupa Birliği, Kanada’da bir araya gelmiş ve ABD’nin korumacı politikası eleştirilmişti.

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi, yaptığı açıklamada bu politikaların küresel büyümeyi sekteye uğratacağı uyarısında bulunmuştu.

Ticaret Savaşını Kim Kazanacak?

Peki bu ticaret savaşını kim kazanacak? Foreign Policiy dergisinde yayınlanan “Ticaret Savaşını Neden Çin Kazanacak?” başlıklı makale bu konuda oldukça dikkat çekici bilgiler vermekte. Trump’ın, Çin’in kaybedeceği çok daha fazla şeyi olduğunu ve bu sebeple geri adım atacağını düşünmesinin büyük bir yanılgı olduğu ifade edilen yazıda özellikle şu bölüm farklı bir bakış açısı sunmakta: “Bu ticaret savaşı, küresel düzeyde rekabetçi olmak için Çin’in ham madde kaynaklarına dayanan ABD’li üreticiler için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Trump’ın 46 milyar dolarlık listesi ara malları hedefliyor. Bu, Amerika’daki üretim yapan firmalarının maliyetlerini yükseltecek. Bunun sonucunda televizyon ve bulaşık makinesi gibi bazı tüketim mallarının da fiyatları şişecek. ”

NOT: Foreign Policy dergisinde Philippe Legrain’in 13.04.2018 tarihli yazısından çevrilmiştir.