“Sultan” lakabıyla anılan Türk sinemasının yıldız isimlerinden Türkan Şoray, 25 Haziran 1945 tarihinde İstanbul’un Fatih ilçesinde dünyaya geldi. Babası Halit Bey, annesi ise Meliha Hanım’dır.
Babasının görevinden dolayı öğrenimini farklı okullarda sürdürmek zorunda kaldı. Öğrenim hayatına Rami Taş İlkokulu’nda başlayan Türkan Şoray, iki okul değiştirdikten sonra Feriköy İlkokulu‘nda öğrenimini tamamladı.
TESADÜFEN KEŞFEDİLMESİ
İlkokulun ardından Fatih Kız Lisesi‘nin ortaokul bölümüne kaydoldu. Sinema dünyasına ilk adımı da bu dönemde attı. Bir gün ev sahiplerinin kızı sinema oyuncusu Emel Yıldız ile birlikte “Köyde Bir Kız Sevdim” adlı sinema filminin çekimlerine giden Türkan Şoray, burada Türker İnanoğlu tarafından keşfedildi. Kendisine filmin başrolü verildi. Baki Tamer, o günü şöyle anlatıyordu:
“İlk gün Galatasaray’da arka sokaklardan birinde, bir evin üst katında çalışıyorduk. Işıklar yapıldı, provalar falan derken beni içeriye çağırdılar. ‘Şu kenarda duran kız var ya, başrolde onu oynatsak ne dersin?’ dediler. Ben de peki dedim.” [1]
Bir film setinde kendisinden 23 yaş büyük Rüçhan Adlı ile başlayan ilişkisi 20 yıl sürecekti.
Türkan Şoray, sinema dünyasına adım atmasıyla birlikte çok sayıda film teklifi aldı. 1961 yılında aralarında “Afacan“, “Aşk ve Yumruk” ve “Kaderin Önüne Geçilmez” filmlerinin de yer aldığı 12 sinema filminde oynadı. 1962 yılında ise 13 sinema filminde oynadı.
İLK ÖDÜLÜ
1962 yılında çekilen ve yönetmenliğini Metin Erksan’ın yaptığı “Acı Hayat” adlı film, Türkan Şoray’ın sinema kariyerindeki önemli kırılmalardan birini oluşturmuştur. Bu filmdeki performansıyla 1. Antalya Film Festivali‘nde “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü kazandı.
TÜRKAN ŞORAY KANUNLARI
Bu sırada “Türkan Şoray Kanunları“nı deklare etti. Açıkça şunları söylemekteydi: “Benimle film yapmak isteyenler önce on maddeyi kabul ederler, sonra da ben o filmde oynayıp oynamayacağıma karar veririm.” [1] Bu maddelerden ilki şuydu: “Çekilecek filmin senaryosu Türkan Şoray’a çekim tarihinden en az bir gün evvel teslim edilecektir. Türkan Şoray, senaryoyu beğenmediği takdirde kendisine yeni bir senaryo verilecektir. Senaryoyu Türkan Şoray’ın beğenmesi şarttır.”
1968 yılında vizyona giren “Menekşeli Yarim” adlı filmle 5. Altın Portakal Film Festivali‘nde “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü kazandı.
1966 yılında 15, 1967 yılında 10, 1968 yılında 11, 1969 yılında 10, 1970 yılında 12, 1971 yılında 11 sinema filmi çekti.
Sinema dünyasına ilk adım attığı günden itibaren çok sayıda filmde oynayan Türkan Şoray, 1972 yılından itibaren daha az filmde oynama kararı aldı. Nitekim 1972 yılında 6 sinema filminde rol aldı. Bu, önceki yıllara göre oldukça düşük bir rakamdı.
“Cemo” adlı filmin çekimleri sırasında bir kaza sonucunda yaralandı. Birçok kişi artık kamera karşısına geçemeyeceğini söylemişse de o büyük bir azimle tekrardan setlere döndü.
İLK YÖNETMENLİK DENEYİMİ
Oyunculuğun yanında yönetmenlik de yapmaya karar verdi. “Dönüş“, yönetmenlik yaptığı ilk film oldu ve Moskova Film Festivali‘nde özel ödüle layık görüldü.
“Dönüş” filmi aynı zamanda geçirdiği kazanın ardından çektiği ilk filmdi. Bu film sırasında yaşadıklarını şu şekilde anlatıyordu:
“Geçirdiğim kaza nedeniyle boynumu hiç üşütmemem gerekiyordu. Filmin çekimleri ise Ocak ya da Şubat’tı. Hava buz gibiydi. Benim bu havada çocuğumu kurtarmak için buz gibi suya girmem gerekiyordu. Doktorum ‘Kesinlikle olmaz’ dedi. Meslek ağır bastı ve erimiş kar suyunun içine atladım. Bir anda vücuduma sanki milyonlarca iğne battı. Acıdan çığlık attım ve sahne olağanüstü başarılı oldu.” [2]
İlk yönetmenlik deneyimini ise şu sözlerle anlatıyordu:
“Teknik bana sorun olmadı. Örneğin kaçlık objektif kullanayım, diye hiç düşünmedim. Olaya çok konsantre olduğum için geceleri gözlerimi kapatıyor, ertesi gün çekeceğim sahneleri gözümde canlandırıyordum. Beynim bir makine gibiydi. Ve bir gün sonra da bunları uyguluyordum.” [2]
SELVİ BOYLU AL YAZMALIM
1977 yılında, en unutulmaz filmlerinden olan “Selvi Boylu Al Yazmalım” filminde “Asya” karakterini canlandırdı. Atıf Yılmaz’ın yönetmenliğini yaptığı bu filmde, Kadir İnanır ile birlikte başrolleri paylaşmıştı.
1983 yılında Cihan Ünal ile hayatını birleştirdi. Bu evliliğinden Yağmur adında bir kızı dünyaya geldi. Çift, 1987 yılında ayrıldı.
1991 yılında Devlet Sanatçısı unvanına layık görüldü.
1994 yılında “Bir Aşk Uğruna” adlı sinema filminde oynayan Türkan Şoray, buradaki performansıyla 31. Altın Portakal Film Festivali‘nde “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü kazandı.
En son 1981 yılında “Yılanı Öldürseler” filminde yönetmenlik yapan Türkan Şoray, uzun bir aradan sonra 2015 yılında “Uzaklarda Arama” filmiyle tekrardan yönetmenlik koltuğuna oturdu.
1990’lı yıllardan itibaren çeşitli televizyon dizilerinde de rol aldı. Bunlardan bazıları şunlardır: Tatlı Betüş, Gözlerinde Son Gece, İkinci Bahar, Tatlı Hayat.
Özellikle Şener Şen ile birlikte başrollerini paylaştığı “İkinci Bahar” adlı dizi büyük ilgi gördü.
2012 yılında, sinema kariyeri hakkında önemli bilgiler verdiği “Sinemam ve Ben” adlı kitabı yayımlandı.
KAYNAKÇA
[1] “Mine’nin Geçmişindeki 22 Yıllık Şoray”, Milliyet gazetesi, 16.01.1983
[2] Milliyet gazetesi, 19.06.1991
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.