Yerel seçimler erkene alınır mı?

Birkaç gündür Ankara kulisleri, 29 Mart 2019 tarihinde yapılacak yerel seçimlerin erkene alınabileceği iddiası ile çalkanıyor. 

Son olarak Tarım Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un üst üste yaptığı açıklamalar bu beklentiyi yükseltti.

Tarım Bakanı Fakıbaba yerel seçimlerin 1 Kasım’da yapılmasının doğru olacağını söylerken, CHP’den Torun ise CHP’nin yerel seçimlere hazır olduğunu söyledi. Peki yerel seçimler erkene alınabilir mi?

CHP Olmadan 400’e Ulaşılma Şansı Yok

Habertürk gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya, Habertürk TV’de bu konuda önemli açıklamalarda bulundu. Yerel seçimlerin erkene alınamayacağını söyleyen Sarıkaya, bunun sebebini ise şu şekilde açıkladı: “Çünkü yerel seçimlerinin referandumsuz bir şekilde öne alınabilmesi için 4 partinin bir araya gelmesi gerekiyor. AK Parti, MHP ve ona eklemlenebilecek bir partinin 400’e ulaşma şansı yok. Bunun için CHP’ye ihtiyaç var. CHP ise yerel seçimlerin öne alınmasına hiç sıcak bakmıyor. Nitekim iki gün önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, arkadaşlarımızla yaptığı görüşmede buna ‘zamanında yapılır’ diye net bir cevap vermişti.”

Anayasa Mahkemesi’nin Kararları

Sarıkaya, yerel seçimlerin öne alınması konusunda Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararları da hatırattı: “Bir anayasa değişikliğine ihtiyaç var. Anayasa değişikliği ise bu dönem uygulanamaz. Abdullah Gül ile ilgili durumu hatırlayalım. Abdullah Gül, yedi yıllığına seçilmişti. Anayasa değişikliğiyle birlikte görev süresinin beş yılla sınırlandığı görüşü dile getirilmişti. Sayın Gül de bu tartışmaları ortadan kaldırmak için konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştı. Anayasa Mahkemesi, görev süresi yedi yıldır diye kararını vermişti. Bu, bugünkü belediye başkanları için de geçerlidir. Seçildiği tarihte görev süresi beş yıldır. Beş yıldan önce onların görevlerinden alınması söz konusu değildir. Buna Anayasa Mahkemesi, daha önce verdiği iki kararıyla da desteklemiştir. 1988’de Özal, yerel seçimleri öne almak için bir kanun değişikliği yaptı. Anayasa Mahkemesi buna karşı çıktı. Daha sonra da Çiler döneminde benzer bir şey geldi. Hepsinde de Anayasa Mahkemesi net tavrını ortaya koydu.”