Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda kaybolmasının yankıları sürüyor. Kaşıkçı’yı 15 yıldır tanıyan Middle Easy Eye ve Middle East Monitor’un Ortadoğu ve İran uzmanı Mahan Abedin, NTV’de katıldığı canlı yayında önemli açıklamalarda bulundu. Cemal Kaşıkçı kimdir? Cemal Kaşıkçı öldürüldü mü? Cemal Kaşıkçı ve Suudi yönetimi arasındaki ilişki nasıldı? Abedin, kamuoyunun merak ettiği soruları cevaplandırdı. İşte Abedin’in açıklamaları:
“Riyad yönetimi bunun yanına kalacağını düşündü. Mesele gerçekten bu kadar basit. Suudiler, olayın bu şekilde tepkiye yol açacağını öngöremediler. Dünyanın bu kadar öfkeleneceğini ve olayın yaptırımlar düzeyine geleceğini hiç düşünmediler. ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi müttefiklerinden de böyle bir şey gerçekten beklemediler. Bu ülkeler tarihte her zaman Suudi Arabistan’a karşı dostça davranmış ve benzer olaylarda açık çek vermişlerdi. Benzer bir olayın yaşanacağını düşündüler. Bunun yanlarına kalacağını düşündüler. Ancak böylesine bir tepkiyi gerçekten öngörmediklerini düşünüyorum.
Aynı şekilde Türkiye’den de böylesine sert bir tepki beklemediler. Çünkü belki Suudi konsolosluğu Suudi toprağı olarak görünüyordu, ancak Türk hükümeti Suudilerin beklemediği kadar net bir duruş gösterdi. Bu konuda bir soruşturma istediler. Gerçeklerin ortaya çıkması için gerekli adımları attılar.
Cemal Kaşıkçı ile Suudi kraliyet ailesi arasındaki ilişki
1980’li yıllara kadar dayanan bir ilişki var. 1980’li yıllarda gazeteci olarak Afganistan’a gitmişti. Daha sonra Suudi Arabistan’a döndü ve burada farklı gazetecilik görevlerinde bulundu. Onunla 15 yıl önce tanıştığımda ironik bir şekilde kendisi Londra’daki Suudi konsolosluğunda görev yapıyordu. Burada Prens Turki el Faysal’ın danışmanıydı.
Suudi yönetimle olan ilişkileri son derece sıkıydı. Suudi rejiminin onu ortadan kaldırmak istemesinin sebebinin onun fikirleri değildi. Çünkü Cemal’in bir ayrılıkçı olduğunu düşünmüyorum. Kendini muhalif ya da ayrılıkçı olarak görmüyordu. Prens Selman’ın bazı politikalarını eleştiriyordu. Ancak bir devrim çağrısında asla bulunmamıştı.
Cemal’in çok fazla şey bildiğini söyleyebilirim. Selman’ın giderek daha bağımsız hale geldiğini düşünmüş olabilir. Suudi yönetimi, Cemal’in Washington’da Suudi Arabistan konusunda resmi açıklamaların dışında bir algı oluşturmaya çalıştığını düşünmüş olabilir. Çünkü Riyad yönetiminin Batı’daki destekçileri başka bir algı oluşturmaya çalıştığı için buna muhalif olabilecek alternatif bir gerçeklik ortaya çıkmasına izin veremezlerdi.”
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.